Don’t Worry Darling - Film İncelemesi
- Arkaplan Dergi
- Oct 25, 2023
- 2 min read
Updated: Nov 3, 2023
Bugün size Olivia Wilde’ın 2022 yılında çıkan erotik psikolojik gerilim filmi “Don’t Worry Darling”ten bahsetmek istiyorum. Filmin senaryosu Katie Siberman tarafından yazılmış, başrollerini ise Florence Pugh (Alice) ve Harry Styles (Jack) paylaşıyor.

Don’t Worry Darling, 1950 yıllarında geçen ütopik bir dönem filmi. Zafer Projesi isimli bir kasabada yaşayan normal insanların hayatını konu edinen film, başlarda her şeyin bir ahenk içerisinde olduğu bir evreni anlatıyor. Bu kasabada erkekler her sabah işe gidiyorlar, kadınlar ise evde sıradan işlerle uğraşıyor: bulaşık yıkıyor, evi temizliyor, çocuk bakıyor ve yemek yapıyorlar… Herkes hayatından oldukça mutlu gözüküyor. Ancak bu kasabada yaşamanın oldukça değişik kuralları var. Kadınlar, erkeklerin iş yerlerine gidemiyorlar ve hatta işleri hakkında soru bile soramıyorlar. Ayrıca belli bir bölgenin dışına çıkmaları kesinlikle yasak.

Ana karakterimiz Alice, bir gün bu kasabanın sır perdesini istemeden aralıyor. Yere çakılmak üzere olan bir uçağı takip ederken girilmesi yasak yere kadar kovalıyor. O günden sonra hayatı asla eskisi gibi olmuyor ve içinde bulunduğu hayatı sorgulamaya başlıyor.
Spoiler alarmı!!! Filmin sonunda ise Alice, aslında içinde bulunduğu bu hayatın göründüğü kadar “ütopik” olmadığını, gerçek hayatta evliliğinde başarısız olan özgüvensiz erkeklerin kendilerini değerli hissedebilmeleri için para vererek eşlerini yapay bir evrene hapsettiklerini öğreniyor.

Filmin hikayesi genel olarak heyecanlı ilerlese de sonunu ilgi çekici bulamadım. Her ne kadar bu ütopik evrenin aslında hiç de göründüğü gibi olmadığı öğrensek ve sonunda bir ters köşe olsa da yine de daha açık bir finalin bu filmi taçlandırabileceğini düşünüyorum.
Aynı zamanda filmde mevcut ataerkil düzeni eleştirdiklerini görebiliyoruz. Nitekim kadınlar sürekli evde kalıp ev işleriyle uğraşırlarken erkekler işe gidiyorlar ve kadınlar asla gündelik hayatta kendilerine bir yer edinemiyorlar. Bu evrende kadınların tek görevleri kocalarını memnun etmek. Lakin filmin sonunda aslında filmdeki erkeklerin gerçekte işe yaramaz, ezik kişiler olduklarını görüyor ve filmde kadınların neden bu şekilde anlatıldıklarını anlıyoruz. Bu ince eleştiri de yine filmde hoşuma giden bir detay oldu.

Filmi izlerken sürekli ayna ve camlara göndermeler yapıldığını fark edeceksiniz. Aynalar ve camlar sayesinde Alice’in iç dünyasına yolculuk yapıyor ve onun hislerini daha yakından anlamaya başlıyoruz. Bence duyguları yansıtmak için güzel bir yöntem seçilmiş.
Genel olarak ütopik/distopik filmleri veya benim gibi dönem filmlerini izlemeyi sevenlere önerebileceğim bir film. Kostümleri, sahneleri ve kullanılan renkleri oldukça ilgi çekiciydi. Biraz üzerine düşünmeniz gereken bir film olduğundan ve filmin sahneleri karışık ilerlediğinden gerçekten vaktiniz olduğunda izlemenizi tavsiye ederim. Filmin içerisinde oldukça değişik motifler kullanılmış, bu sebeple internette detaylı motif incelemelerini mutlaka okuyun derim. Bu sayede filmi daha detaylı anlayabilirsiniz.
Yazan: Elif Peren Yıldız